Tarihi MÖ 2000 yılına kadar dayanır. Hitit, Asur, Pers, Makedon, Bizans ve Arap egemenliğinin izlerini taşıyan şehir, Selçuklular'dan itibaren Türkler'in egemenliğine girmiştir. Adını Birtho'dan aldığı sanılmaktadır. Birtho Asurilerin konuştuğu kadim Arami dilinde tepe demektir. Birecik'in en eski yapısı olup 12 burcundan sadece biri ayakta kalan kalenin kayalık bir tepenin üstünde kurulu olması bu olasılığı güçlendirmektedir. İlçe halkı tahıl ve baklagiller tarımıyla meşgul olur. Fıstık yetiştirme de ilçenin ekonomik hayatında çok önemli bir yer tutar.
Birecik Köprüsü, Birecik ilçesinde Fırat ırmağı üzerindedir. Geçmişte Şanlıurfa-Gaziantep karayolu, Birecik’te kesintiye uğruyor, ırmak bu noktada kayık ve sallarla geçildikten sonra yolculuğa devam ediliyordu. 1951 yılı ortalarında burada bir köprünün yapımına başlandı. 1956 yılı başlarında biten Birecik Köprüsü 720 m uzunluğunda ve 10 m genişlediğindedir. Yolun her iki tarafında yayaların geçmesi için birer metrelik kesimler ayrılmıştır. Birecik tarafında 55’er metre açıklıkta 5 kemer, Gaziantep tarafında ise 26'şar metre açıklıkta 14 bölümü vardır.
Kelaynak kuşlarıyla ünlü, Fırat nehrinin çekiciliği ile doğal ve tarihi eserleriyle göze hoş gelen bir ilçedir. Birecik köprüsü Türkiye'nin ikinci uzun ırmak köprüsüdür. Birecik kuzeyinde Birecik Barajı güneyinde ise, Karkamış Barajı arasında göl havzasında kalmaktadır. İlçe ekonomisi genelde Antep fıstığı üreticiliği üzerine kuruludur.